11 Şubat 2020 Salı

Galata Kulesi

Osmanlı Döneminde Galata Bölgesi

Osmanlılar için burası tıpkı Romalılar döneminde olduğu gibi bir dış mahalle oldu. İstanbul’un, kadılıkla yönetilen 4 bölgesinden (Sur içi, Eyüp, Üsküdar ve Galata kadılıkları) birisiydi burası. Yani ayrı bir kadısı vardı. 1453’teki fetihten sonra Cenevizliler, buradaki iskan ve ticaret haklarını korudular. Genç Fatih, İstanbul’un fethinden sonra bölgeyi kendisine teslim eden Cenevizlilerin ve Venediklilerin ne kadar fayda sağlayacaklarını iyi biliyordu.
Galata Kulesi'nden Gece Manzarası
Galata Kulesi’nden Gece Manzarası
Yine de Osmanlılar Galata’ya karşı biraz mesafeli oldular. Hem devlet hem halk, 1800’lü yıllara kadar Galata semtini “kendinden” görmedi çok fazla. Nitekim araştırmalara göre 1600’lerde bölge nüfusunun %80’i Hıristiyan idi. Kendi içinde yerleşkelere ayrılan Galata’da; 70 Rum, 18 Müslüman, 3 Frenk, 2 Ermeni ve 1 Yahudi mahallesi vardı.
Önceleri Taksim ve ötesinin incir ağaçlarıyla kaplı bir orman, Sütlüce – Kasımpaşa civarının ise süt veren hayvanlarla dolu bir çiftlik bölgesi olduğu yazılır. Yine de çoğunlukla burası meyhaneleri ve sefirlikleri ile anılan bir bölge oldu. İlerleyen yüzyıllarda ise Pera (Beyoğlu) otelleri ve bankaları ile parladı.

Dünyanın en eski 3.metro hattı da burada yer alır. 14 Ocak 1875’te açılışı yapılan ve Karaköy’den İstiklal’e çıkan tünel hattı 575 metre uzunluğa sahiptir.

En Eski Galata Kulesi Efsanesi

Galata Kulesi efsaneleri arasında yer alan belki de en ilginç efsane, en eski olanıdır. Bu efsaneye göre Romalılar şuna inanıyorlarmış: Eğer bir kadın ve erkek, Galata Kulesi’ne ilk kez birlikte çıkarlarsa, onlar mutlaka evlenirler… Ama çiftlerden biri daha önce kuleye çıktıysa (başkasıyla ya da tek başına fark etmez), bu tılsım bozulurmuş.

1 yorum: